MHP nin oylarındaki düşüşten rahatsız olduklarından olduğunu sanmıyorum. MHP nin hükümet olamamasından ya da kendilerinin MHP li oluşlarından olduğunu da sanmıyorum. Gel gelelim kendilerinin MHP li olduğunu da sanmıyorum. MHP nin hayrına rüya görenlerden olduklarını da sanmıyorum. Bu ülkeyi önceleyerek düşündüklerini de sanmıyorum. Hoş bu ülkenin hayrına da rüya gördüklerini de sanmıyorum.
Artık hepimiz biliyoruz ki, dünyanın düzen kurucu karanlık güçleri epey bir zamandır bu topraklarda diledikleri gibi at koşturamıyor. Bunun sonucu olarak sık sık ortalığın toz duman olduğuna şahit oluyoruz. (gezi, kobani,6-7 ekim, cizre-sur vs.) Toz duman ortalıktan çekilince o karanlık güçlerin hep yenildiğini gördük şükrettik.
Oysa bilenler biliyor ki derin güçler bütün bu kavgalar için hazırlıklıydı. Azıkları da hazırdı, yol üstü yakıt istasyonları da. Sadece iki dokunuş lazımdı. Bir dokunuş CHP ye bir dokunuş MHP ye. Bu dokunuşları yaptılar ve başarılı oldular mı gelsin bahar diyorlardı.
CHP ye dokundular ve ‘devleti kuran parti’ olduğu iddiasındaki partide yönetimi değiştirdiler. Basit bir kaset operasyonuydu ama basit bir değişiklik değildi. Devleti kuran partinin milletvekillerini, devleti bölme/yıkma gayretindeki tamamı birçok istihbarat örgütüyle alakalı terör örgütlerine destek gösterilerinin ön safına sürebilen bir değişimdi.
MHP ye de dokundular. Yine ayni yöntemle dokundular. Genel başkanın etrafını kuşattı ve boşalttılar. Birçok genel başkan yardımcısı gitti. Fakat partinin üst/derin aklını temsil eden, vatan söz konusuysa her şey teferruattır diyen genel başkanı yiyemediler. Bu onların her seferinde kaybetmelerinin de sebeplerinden birisidir.
Çünkü onlar ve emir erleri; o karanlık dehlizlerin kurşun askerleri, Allah’a inanan ama efendilerine kulluk edenler, vatan için değil de efendileri için kendilerini feda etmekten çekinmeyen zombiler geldi geldi ve hep ona tosladılar. Parti menfaati mi öncelenecek vatanın selameti mi dendiğinde şüphesiz vatanın selameti diyen adama. Devlet Bahçeliye.
Şimdi yeni bir sefer başlattılar. Bu kez dört koldan saldırıyorlar. Çok sağlam algı ağları serpiyorlar. Anadolu’nun derin vatan direğine darbe üstüne darbe vuruyorlar. Bunlara bazıları soros’un çocukları der bazıları haçlı der bazıları dünya baronları der. Artık ben isimlerle uğraşmıyorum. Gölgelere aldanmak doğru değil öğrendik. 7 şubat Mit operasyonu, 17-25 aralık darbe girişimlerinde nasıl hedef Tayyip Erdoğan idiyse; bu gün hedefine Devlet Bahçeliyi koyan bu operasyonun sahibi aynı eldir. Saldırıları organize eden düşman akıl ayni, ona uşaklık ve piyonluk edenler ayni satılmışlardır. Bu sebeple, 7 şubat MİT krizi, 17,25 aralık darbe girişimleri, gezi, 6-7 ekim ve kobani olayları karşısında Tayyip Erdoğan’ı savunmayı hangi sebeplerle vatan savunması gördüysem, aynı sebeplerle bu gün de Devlet Bahçeliye karşı yapılan saldırıların vatana karşı yapılmış operasyon olduğunu düşünüyorum.
Peki, sayın Bahçeliye karşı yürütülen bu derin oprasyonda askerliğe koşanlar hangi duruşun hangi fikriyatın hizmetindedir.
01.03.2016